Nuri İyem Resim Ödülü 2018

1-3 Haziran 2018


Evin Sanat Galerisi tarafından 2006’dan bu yana düzenlenen Nuri İyem Resim Ödülü Resim Yarışması bu yıl da, Nuri İyem’i anmak ve Türkiyeli genç ressamları desteklemek amacıyla gerçekleştirilecek.

Yarışmaya katılmak isteyen 18 yaşını doldurmuş, T.C. vatandaşı ressamlar eserlerini; www.evin-art.com adresinden veya Evin Sanat Galerisi’nden temin edebilecekleri katılım formlarıyla birlikte; 1-3 Haziran 2018 tarihlerinde, 10.00 – 19.00 saatleri arasında Evin Sanat Galerisi’ne teslim edebilecekler.

Yarışmanın seçici kurulu Fırat Arapoğlu, Gamze Büyükkuşoğlu, Cansen Ercan, Memet Güreli, Ümit İyem, Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Temür Köran, Burcu Pelvanoğlu, Feyyaz Yaman’dan oluşuyor.

Seçici kurul tarafından ödüle layık görülen sanatçıya 10 bin TL para ödülünün yanı sıra Nuri İyem Resim Ödülü’nü simgeleyen, Prof. Rahmi Aksungur tarafından özel olarak üretilen bronz ‘heykel’ verilecek. Ayrıca ödül alan sanatçı, Lebriz.com sanatçı katalogları bölümünde iki yıl süreyle online katalog hakkı kazanacak.

Cansen Ercan Resim Sergisi

Cansen Ercan Resim Sergisi


8 Mart – 7 Nisan 2018

 

Cansen Ercan 8 Mart Perşembe günü  Evin sanat Galerisi’nde ki dördüncü kişisel sergisini açıyor.

Sanatçının yeni sergisinde otuzdan fazla tuval üzerine akrilik boya ile çalıştığı eser yer alacak.

Cansen Ercan resimlerini şöyle açıklıyor;  “Bir ressamın gözlemlerini biriktirme biçimi;  ayıklayarak, ekleyerek, çoğaltarak, yeniden düzenleyerek oluşur ve bir malzeme haline gelir. Bu birikim resimsel, plastik unsurların çevrelediği yüzey üzerinde resim halini alır. Bütün hesaplaşmam bahsettiğim bu resimsellik içinde ortaya koyduğum problemlerde ve o problemleri çözerken sunduğum önermelerdedir. Bu anlamda malzeme dile hizmet eder.

Resimsel kaygıların, plastik değerlerin, resmin kendi iç kriterlerinin dışında edebiyata, şiire temel oluşturabilecek unsurları benim işlerimde aramak yanlış olur. Resimlerimde kullandığım unsurların biri diğeri kadar önemlidir.

Tercihim, izleyiciyle resmin kendi elemanları ve plastik değerler üzerinden ilişki kurulmasından yanadır.”

 

Evin Sanat Galerisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Cansen Ercan’ın kişisel sergisinin açılışına ev sahipliği yapmanın yanı sıra; yine temsil ettiği kadın sanatçılardan Setenay Alpsoy’un İzmir Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Sanat Galerisi’nde aynı gün açılacak olan kişisel sergisine de destek veriyor.

 

“Cansen Ercan Resim Sergisi” 7 Nisan 2018 tarihine kadar Evin Sanat Galerisi’nde görülebilir.

Kötülüğü gördüm, Nevhiz Tanyeli

02 Mart-13 Nisan 2018

 


“KÖTÜLÜĞÜ GÖRDÜM! / I HAVE SEEN EVIL!”

NEVHİZ kitap tanıtımı ve sergi açılışı

CORPUS YAYINEVİ VE GALERİ Açılış: 02 Mart Cuma saat 18.00-20.00 arası

Sergi süresi: 02 Mart-13 Nisan 2018

Adres: CORPUS G ASTORİA AVM, B2/03 Büyükdere Cad. No: 127 Esentepe – Şişli / İSTANBUL

(0534) 737 19 21

Döngüsel Seyir, Süleyman Saim Tekcan

3 Mart -30 Mart 2018


“Döngüsel Seyir sergisi, sanatçının zamansızlığına vurgu yapan bir formatta ve serginin akışı da bu düşünce üzerinde kurgulanmıştır. Ama yine de bir çıkış noktasını alıp bugüne getirmek mecburiyeti kaçınılmazdı. Mecburiyetin sebebi Tekcan’ın yol hikâyesinin çok büyük zaman atlamalarıyla ve birbirine biçimsel/kompozisyon/tema bağlamlarında zıtlaşmayan, ancak teknik çeşitlilikle daha da deneysel bir düzeye aktarılan seyir noktalarını birbirine okutmak ve izleyiciye apaçık göstermekti. Serginin amacı, retrospektif bir anlayışta, sanatçının zaman dizgesini adım adım takip ederek izleyiciye sunmak değildir. Serginin akışından da anlaşılacağı üzere -ki bu akışın tarihsel bir süreci yansıtması gerekliliği gibi yanılsamayı engelleyerek- sanatçının resimlerinin tarih dizimi gözetmeksizin birbirlerini nasıl etkiledikleri, nasıl okundukları ve içiçelikleriyle aslında dönemsellikten daha çok sanatsal kaygıların problemleriyle Tekcan’ın farklı bir yönü aktarılmaktadır. Yüzeyler desenlerle, desenler çok rahatlıkla yağlıboyalarla ve de lavilerle konuşmakta, sergi mekânın merkezine yerleşen heykeller ile de yüzey-hacim etkileşiminin okumaları sağlanmaktadır”.

1940 Trabzon doğumlu Süleyman Saim Tekcan Ankara Gazi Üniversitesi Resim İş Bölümü mezunu. IMOGA (İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi) kurucularından olan Tekcan’ın birçok ödülü bulunuyor. Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kurucu dekanı da olan sanatçının eserleri yurtiçinde ve yurtdışında birçok koleksiyonda yer alıyor.

Küratörlüğünü Dilek Karaaziz’in üstlendiği serginin yerleşimini grafik sanatçısı Yeşim Demir ile mimar Nevzat Sayın birlikte hazırladılar. Serginin proje koordinatörü ise Elif Evin.

Sergi, MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde, 3 Mart -30 Mart 2018 tarihleri arasında görülebilir.

Sınırsız Sınıfsız Sergi

4-12 kasım 2017


Sınırsız Sınıfsız Sergi

Artist 2017 Ütopya başlığı altında düzenlenen, 27. İstanbul Sanat Fuarı kapsamında, Taner Güven küratörlüğünde  ‘Sınırsız Sınıfsız’ adıyla düzenlenen sergiye çeşitli ülkelerden de olmak üzere yaklaşık 50 sanatçı katılıyor. Sergi, 4-12 kasım 2017 tarihleri arasında Tüyap Sanat Fuarı 7.Salon’da gezilebilir.

Artist 2017 Gerçekçi Ütopyalar

4-12 Kasım 2017


Artist 2017 Gerçekçi Ütopyalar

27. İstanbul Sanat Fuarı, ütopyaları tarihsel, kavramsal ve güncel olmak üzere üç ana başlık altında ele alıyor. Sergiler, konserler, performanslar, tartışmalar, atölyeler, gösterimler ve yayınlarla, ütopyaları keşfe çıkıyor. 13. yüzyıl Anadolu dervişleri ve Şeyh Bedreddin’den,  Sovyet Avangard’ına; Cyborglar ve bilim-kurgu edebiyatından, alternatif ekonomilere; ekolojik hareketlerden, pedagojik deneyimlere uzanıyor. Ütopya kavramının taşıdığı farklı zamansallık anlayışlarının siyasi boyutlarını araştırmaya açıyor. Günümüzde ne tür bir tarih algısının ütopyaları imkânsız kıldığını anlamayı öneriyor. Kavramsal olarak ütopyayı, nostalji ve özgürlük, politika ve estetik, sanat ve tasarım ilişkileri bağlamında tartışmayı önemsiyor. “Gerçekçi ütopyalar,” ekonomik kriz dalgalarıyla daha da önem kazanmış üretim ve tüketim kooperatiflerine, queer ve feminist yaşam biçimine, bedende ve doğada soluk alan ütopyalara yer açıyor.

Tüyap bu yıl da geçen yıl olduğu gibi lidersiz, hayalperest ve çatışmalı bir duyusal kamusal alan olmaya hazırlanıyor. Ekonomik ve sembolik kâr amacı olmayan bir takım oyunu kuruyor. Mekânın fiziksel avantajlarını tartışmanın ufkunu genişletmek için değerlendirmeyi önemsiyor. 4-12 Kasım 2017 tarihleri arasında tüm katılımcıları her anlamda sınır ötesi bir deyim alanını kolektif olarak üretmeye, ütopyaları nostaljiden, ahlaki tuzu kuruluktan, popülist propagandadan ve umutsuzluktan kurtarmaya davet ediyor. [tanıtım bülteninden]

 

Katılımcılar:

Alan İstanbul, AmberPlatform / Ekmel Ertan, Atelier Muse, Bahçe Grubu, Barış Seyitvan, Begüm Özden Fırat, E-Skop, Evrim Hikmet Öğüt, Ezgi Bakçay–Eda Yiğit, Feyyaz Yaman–Zeynep Sayın, Fırat Arapoğlu, Galeri Bu, Galeri D’Art, Istanbul Performance Art / Pınar Derin Gençer, Kadıköy Tüketim Kooperatifi, Karşı Sanat Çalışmaları,  Mahmut Wenda Koyuncu, Melih Özuysal, MerkezkaÇ Sanat Kolektifi, Mixer, Noks Bağımsız Sanat Alanı, Rafet Arslan, Rhythm Section, Robomina, Selanik Çağdaş Sanat Müzesi ve Bienali, Sezgin Boynik, Taner Güven, Taşeron Sanat İnisiyatifi, Versus Art Project

 

RESMİGEÇİT Mevlut Akyıldız

3 Kasım – 2 Aralık 2017


Türkiye’nin ve Türkçe’nin her halinden, uzak-yakın geçmişi ve günümüzden yola çıkan resimleri, camaltıları ve heykelleriyle hayranlık yaratan sanatçı Mevlüt Akyıldız, yeni sergisi “Resmigeçit” ile sanatseverlerle buluşuyor. İroni ustası Akyıldız’ın sergisi retrospektif niteliği taşıyor. Sergi pazartesi günleri hariç, 3 Kasım – 2 Aralık 2017 tarihleri arasında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Beş Kubbe Salonu ve Tek Kubbe Salonu’nda saat 10.00 – 17.00 arasında ziyaret edilebilir.

Ütopyayı Taşıyanlar / Ahmet Umur Deniz

25.04.2017 – 25.05.2017


Karşı Sanat
Gazeteci Erol Dernek Sok. No: 11/4 Hanif Han
Merkez Beyoğlu İstanbul 
212-245 71 53
 

www.karsi.com

Pazar günü hariç her gün 11:00-19:00 saatleri arasında gezilebilir. 

Baskı / Pressure A.Cem Şahin

04/04 / 2017 – 05/ 05 / 2017


  1. Cem Şahin,5. kişisel sergisi “Baskı” – “Pressure’’ile ALAN İstanbul’da!
  2. Cem Şahin,Türk Çağdaş Resim Sanatı’nda özgün bir yere sahip. Sanatçı, eserlerinde çoğu zaman her birine kendi içinde farklı anlamlar yükleyerek kurguladığı figürleri yoğun derinlik duygusuyla bütünleşmiş zamansız mekanlarda resmediyor. Genellikle bilinçaltı süreçlerin işlendiği resimlerde yer alan bu figür ve semboller gerek kişinin istek, arzu ve korkularının görselleştiği gerekse de modern insanın içinde varolduğu toplumsal süreçlerdeki içsel duygu devinimlerinin betimlendiği derin ifadelere dönüşüyor. Eserlerde yer alan bu figürler yoğun dramatik öğelerle birleşerek, tek tek ele alındıklarında kendi hikayelerini anlatan başrol oyuncularına dönüşürken öte yandan da izleyiciyi kendi dünyasında uzun soluklu bir maceraya çıkaran bütüncül bir kurgunun kahramanlarını oluşturuyorlar.

“Baskı” – “Pressure’’, sergisi, insanın gerek bir birey olarak gerekse de kendi iç dünyasında, yaşadığı çevreyle kurduğu ilişkiyi konu ediniyor. Sergideki eserlerse bu etkileşimin insan üzerindeki yansımalarını ve bu nedenle kişinin içinde oluşan kırılmaları aktarıyor. Sergide, A. Cem Şahin’in tek iş olarak üretilmiş büyük boyutlu siyah beyaz linol baskı kolajlarındaki konunun kimi zaman odak kimi zamansa kaçış noktasını vurgulayan renksel dokunuşlar, farklı bilinç seviyelerini şiirsel bir dille resme aktarıyor. Bu yönüyle sanatçı, resim sanatında daha önce pek de benzeri görülmemiş yeni bir tekniğin de altına imzasını atıyor.

“Baskı” – ‘’Pressure’’ sergisi 04/04/2017 ile 05/05/2017 tarihleri arasında ALAN İstanbul’da görülebilir.

26. Art-İst Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı

 

ADA

“Aynı anda savaşa ve barışa hazırlanılamaz” 

Einstein

Globalleşen dünyada; Küreselleşme politikaları ve hegemonya savaşları, ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafyada, vicdanlarımızın kaldıramayacağı kadar korkunç bir insanlık dramı yaşatıyor. Aklın Uykusu’ndan ne zaman çıkılacak ve adeta bir can pazarına dönen bölge ve ülkemiz ne zaman normalleşecek?

”Küreseleşme süreci; savaşlar, soykırımlar, katliamlar, sürgünler, ekolojik felaketler ve bunların ardından yaşanan travmalar 21.yy’ın deneyimine damgasını vurdu.” Çağrı metninde özetlenen yakın tarihe ilişkin bu değerlendirmeye bakarsak ister istemez şu soruyu sormak gerekiyor; insanlık bunu hak ediyor mu? Kim, kiminle, ne için savaşıyor? Kim haklıydı, kim haksız? Başka bir dünya düşünden, umuttan uzak, benden sonrası tufan mı diyeceğiz? Avrupa’nın ve Akdenizin kıyılarına vuran trajediye seyirci mi kalacağız? Dünya siyasetine yön verenler ve basiretsiz dünya liderlerinin mahareti ile yaşatılan bu travmanın patolojik sonuçları, savaş kültürünün giderek toplumların yaşam normu haline gelmesi halinde acının iktidarı kaçınılmaz olmaz mı?

Yine 21.yy’ın deneyimleri göstermiştir ki; Estetik potansiyeli sayesinde sanat, nesnel dünyanın eleştirel bir tutumla özümseyerek kavranmasında öncü bir rol üstlenerek, geçmişi, bugünü ve geleceği oluşturmada sayısız köprüler kurmamıza yardımcı olmuştur. Yaşamın deneyiminden damıttığı “öz”leri estetik formun kendi yasalarına uygun tarzda, bir başka umudun düşünü kurar ve taşıyıcısı olmayı sürdürür. Umudun da karamsarlığın da nedeni olan insanın, bu ruh halinden çıkmasına yardımcı olur. Buna rağmen; Yaşanılan bu ağır ve acıtıcı gündem karşısında, sanatçıların yaratma edimi absürdleşmekle birlikte zaman zaman da etkisini yitirerek sıradanlaşabiliyor ve sanatçılar kendi üretimlerine yabancılaşma durumuyla karşı karşıya kalıyorlar. Gezi ve diğer süreçlerde olduğu gibi.

Ülkemizin adeta yazgısı gibi 1980 darbe sürecinin hemen akabinde sahneye neo-liberal politikalar ve serbest piyasa ekonomisinin konması sonucunda, çarpık da olsa, sanat piyasasından henüz yeni söz edilir olmuştu. Sınırlı sayıda sanat kurumu ve galeriler varlıklarını zor sürdürür durumda iken, bireysel ve kolektif pratikler içerisinde şekillenen estetik deneyler henüz yeni ivme kazanmaya başlamıştı. Ardından gelen sanatın finansallaşması ve sponsorlu sanat dönemi başka sorunları da beraberinde getirdi. 2000’li yılların ardından uluslararası aktörlerin de devreye girmesi ile finansallaşması dolayısıyla sanatın araçsallaştırılması süreci hız kazandı. Ülkemizde fuar etkinliği bağlamında öncü olan, Tüyap Sanat Fuarı’nın merkezin dışında konumlanışının ardından, farklı finansal grupların yer aldığı çok sayıda fuar etkinliği adeta bir fuar enflasyonu yarattı. Tüyap çalkantılı giden ülke ekonomisi ve istikrarsızlığa karşın, fiziksel olarak merkezin dışında olmasına rağmen üstlendiği misyonu belirgin bir ciddiyetle sürdürmeye çalıştı.

Bu yıl 26.’sı gerçekleşen Art-İst Uluslararası Sanat Fuarı ‘’Umulmadık Topraklar’’ başlığı altında, ülkede ve hemen yakın çeperimizde gerçekleşen insanlık trajedisine işaret ederek, ülkemiz sanat ortamındaki kurumları ve yaratıcılarını bu konuda yaratıma ve düşünmeye davet etti. Adasanat kuruluşundan bu yana sürdürdüğü alternatif, eleştirel, kolektif ve bağımsız tavrıyla bu davete cevap verdi.

Adasanat bir galeri değildir; iki sanatçının bağımsız sanat çalışmalarını yürütmek üzere oluşturduğu bir yapıdır. Bir atölye, bir üretim mekanıdır. Aynı zamanda iki sanatçının birikimlerini düzeyli bir deneyim paylaşımı anlayışıyla, sanat kariyerlerinin başlangıcındaki gençlere ve kimi zaman yetişkinlere aktardığı bir eğitim kurumudur.

2000’li yılların başlarında, taşındığı mekanda yeniden yapılanarak, bağımsız bir sanat platformu, bir sanatçı inisiyatifi formu kazanmıştır. Mekanın fiziki şartlarını dönüştürerek çok amaçlı bir etkinlik salonu oluşturmuş, görsel sanatlar odaklı pek çok projeye ev sahipliği yapmıştır.

Adasanat kurulduğu günden bu yana, kısıtlı imkanlarını kullanarak ticari beklentilerden uzak, finansallaşan kültür-sanat alanının dışında, bireysel ve kolektif pratiklere alan açmaya çaba gösterdi. Söz konusu edimleri ve projeleri gerçekleştirirken katı ve kuralcı olmaktan uzak bir tavırla, kendini sınırlandırmadan esnek ve olabildiğince bağımsız, özgür ve yaratıcılığı tetikleyen bir “ADA” olmaya çalıştı. Adasanat misyonunu yerine getirirken, başta sanat alanında olmak üzere, yaşadığımız yerkürenin sorunlarına eleştirel, sorgulayıcı bir çerçeveden bakma konusunda nitelik ve içerik bağlamında sorumlu ve duyarlı olmaya çalıştı.

26 yıllık oluşum sürecinde, son on yılı aşan dönemde, periyodik olmasa da 20’nin üzerinde etkinliği sanat izleyicisiyle buluşturdu. Tekil sergilerin yanı sıra ‘’34 İst 2010’’ “Zaman aşımı”, ‘’Yüzdeyüz Barış”, gibi, yakın tarihimizden kimi olguları tekrar gündeme taşıyan, tartışmaya açan projelerle geniş katılımlı sergiler gerçekleştirdi. Bu projelerin bazılarını da partner sanat kurumlarıyla birlikte organize etti.

Türkiye’de sanatçılar için hayatta kalmak giderek zorlaşırken, Adasanat gibi yapılara daha çok ihtiyacı olacağını düşünüyoruz. Bu deneyimi olanaklarımız ölçüsünde sürdürmenin önemli olduğuna inanıyoruz.

Memet Güreli / Buket Güreli