KAZI / MeMeT Güreli

15 Kasım / 4Aralık 2019

MeMeT Güreli’nin 9.kişisel sergisi ‘’KAZI’’  Adasanat’ta 15 Kasım / 04 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleşecek.

Sanatçı bu kez; 90’lı yılların başlarında yoğun şekilde uğraştığı, sonraki yıllarda da zaman zaman yapageldiği gravür baskı resim, sanatsal çoğaltmalarını ilk kez toplu halde izleyici ile buluşturmayı amaçlıyor.

 

 

Açılış: 15 kasım 2019 saat 18.30

Sergi 15 Kasımdan itibaren her gün 12.00 / 19.00 arasında ziyaret edilebilir

 

Adasanat : İstiklal caddesi, Aznavur pasajı no:108 / kat: 9  Galatasaray – Beyoğlu

 

A.CEM ŞAHİN, BAŞAŞAĞI-TOPSYTURVY

18 aralık 2018 / 18 ocak 2019

(…) ”A.Cem Şahin son dönem yapıtlarında, uzun yıllar yoğunlaştığı baskı resim,( linolyum / yüksek baskı ) çalışmalarının kaynaklık ettiğini görürüz. Büyük boyutlu oymaların yüzeye basılmış görsellerini yeni bir anlayışla değerlendirerek, parçalayarak, yani bir yap-boz a uğratarak büyük boyutlu yüzeylerde adeta bir pazıla dönüştürüp, bir plastik dil kurma çabası içinde olduğunu görürüz. Bu sayede bir labirente dönüşen yüzeye yeni bir okuma ve anlam kazandırmanın peşindedir.

Barok resmin açık form ve dinamik kompozisyon anlaşındaki gibi süreç gerektiren bir algılamanın plastik sonucunu amaçlar gibidir. Ortaya çıkan konstrüktif, tekstürel doku ve “kremayer dişlisi” gibi “manidar” imgelerin yer aldığı örgünün içinde zaman zaman beliren hüzünlü portreler, grotesk bedenler, kaotik kurgunun içinden bir isyanı imlercesine bize bakarlar. Çizgisel ve lekesel örgüyle oluşan expresyon, girdap etkisi içinde çaresiz devinen figürler, ütopyanın distopyaya dönüştüğünü algılatır izleyene.

İnsanın duygusal kavrayışının sonuçları, spesifik olarak yaratıcı edimin sonucunda yapıta dönüşür.

Yapıta ilişkin okumanın metinsel bir dizgeye dönüştürülmesi en nihayetinde yorumdur, değer yargıları sonucunda ortaya çıkan yeni bir betimleme, sanatçıyla kurulan bir empatinin sözel sonucudur.

Yani, ezcümle aslolan resimdir gerisi laf-güzaftır demek lazım…

MeMeT Güreli

Sergi 18 Aralık’tan itibaren Msgsü Tophane-i Amire KSM Tek Kubbe Salonu’nda 18 ocak 2019 a kadar görülebilir

 


                        					

3. Internationale Art Thessaloniki Contemporary Art Fair

3. Internationale Art Thessaloniki Contemporary Art Fair ; 22 / 25 kasım 2018 tarihleri arasında Yunan ve uluslararası galeri ve sanatçıları bünyesinde buluşturuyor. İlk senesinde Türkiye’nin de içinde bulunduğu 9 farklı ülkeden 25 galeri, 7 proje ve 25 müzenin katılımıyla gerçekleşen Art Thessaloniki’de bu sene; 23 galerigaleri, 13 proje ve 3 müze yer alıyor. Romanya, Hollanda, Arnavutluk, Belçika, Amerika, İtalya ve Rusya’dan galerilerin katıldığı fuarda Türkiye’den de iki galeri yer alıyor.

Fuara bu yıl katılan Vandiri Art NYC, USA galerisinde ise; Temür Köran, Memet Güreli, Yonca Saraçoğlu, Eyüp Öz, Gogo Simili, Buket Güreli, Taner Güven’in eserleri sergileniyor.

Organizasyon ve artistik direktörlüğünü, estetik dokunuşlarıyla, fuarın açılışının ilk senesinden beri ilgi toplayarak devam ettiren; Pantelis Tsatsis üstleniyor. Açıldığı sene 2016’da 10 bine yakın sanat severin katıldığı fuar her geçen yıl daha büyük bir başarıya imza atıyor.

Fuarın proje bünyesinden bazıları, Yunanistan’ın son yıllardaki ekonomik krizini ele alan “ARC”, Yakumo Koizumi’nin insanın benliğini sorgulatan ve düşündüren “Where Clouds Are Born” ve Theodoros Stamos’un Yannis Katomeris tarafından yönetilen kısa filmi “The Irascible of Color”.

Bu senenin onur konuğu sanatçısı ise; 93 yaşındaki, Yunan asıllı, usta heykeltıraş; Vassilakis Takis. Eserlerinde elektro manyetiğin görünmez gücünü kullanan deha sanatçının heykelleri Paris’in sokaklarından sonra bu sefer Art Thessaloniki’yi süsleyecek. Fuarda aynı zamanda “Medical Centre of Nea Michaniona” yararına açık arttırma düzenlenecek. “ART THESSALONIKI INTERNATIONAL” fuarı 22 Kasım 2018’den 25 Kasım 2018 tarihine kadar sürecek.

 

http://art-thessaloniki.helexpo.gr/en

26. Art-İst Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı

 

ADA

“Aynı anda savaşa ve barışa hazırlanılamaz” 

Einstein

Globalleşen dünyada; Küreselleşme politikaları ve hegemonya savaşları, ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafyada, vicdanlarımızın kaldıramayacağı kadar korkunç bir insanlık dramı yaşatıyor. Aklın Uykusu’ndan ne zaman çıkılacak ve adeta bir can pazarına dönen bölge ve ülkemiz ne zaman normalleşecek?

”Küreseleşme süreci; savaşlar, soykırımlar, katliamlar, sürgünler, ekolojik felaketler ve bunların ardından yaşanan travmalar 21.yy’ın deneyimine damgasını vurdu.” Çağrı metninde özetlenen yakın tarihe ilişkin bu değerlendirmeye bakarsak ister istemez şu soruyu sormak gerekiyor; insanlık bunu hak ediyor mu? Kim, kiminle, ne için savaşıyor? Kim haklıydı, kim haksız? Başka bir dünya düşünden, umuttan uzak, benden sonrası tufan mı diyeceğiz? Avrupa’nın ve Akdenizin kıyılarına vuran trajediye seyirci mi kalacağız? Dünya siyasetine yön verenler ve basiretsiz dünya liderlerinin mahareti ile yaşatılan bu travmanın patolojik sonuçları, savaş kültürünün giderek toplumların yaşam normu haline gelmesi halinde acının iktidarı kaçınılmaz olmaz mı?

Yine 21.yy’ın deneyimleri göstermiştir ki; Estetik potansiyeli sayesinde sanat, nesnel dünyanın eleştirel bir tutumla özümseyerek kavranmasında öncü bir rol üstlenerek, geçmişi, bugünü ve geleceği oluşturmada sayısız köprüler kurmamıza yardımcı olmuştur. Yaşamın deneyiminden damıttığı “öz”leri estetik formun kendi yasalarına uygun tarzda, bir başka umudun düşünü kurar ve taşıyıcısı olmayı sürdürür. Umudun da karamsarlığın da nedeni olan insanın, bu ruh halinden çıkmasına yardımcı olur. Buna rağmen; Yaşanılan bu ağır ve acıtıcı gündem karşısında, sanatçıların yaratma edimi absürdleşmekle birlikte zaman zaman da etkisini yitirerek sıradanlaşabiliyor ve sanatçılar kendi üretimlerine yabancılaşma durumuyla karşı karşıya kalıyorlar. Gezi ve diğer süreçlerde olduğu gibi.

Ülkemizin adeta yazgısı gibi 1980 darbe sürecinin hemen akabinde sahneye neo-liberal politikalar ve serbest piyasa ekonomisinin konması sonucunda, çarpık da olsa, sanat piyasasından henüz yeni söz edilir olmuştu. Sınırlı sayıda sanat kurumu ve galeriler varlıklarını zor sürdürür durumda iken, bireysel ve kolektif pratikler içerisinde şekillenen estetik deneyler henüz yeni ivme kazanmaya başlamıştı. Ardından gelen sanatın finansallaşması ve sponsorlu sanat dönemi başka sorunları da beraberinde getirdi. 2000’li yılların ardından uluslararası aktörlerin de devreye girmesi ile finansallaşması dolayısıyla sanatın araçsallaştırılması süreci hız kazandı. Ülkemizde fuar etkinliği bağlamında öncü olan, Tüyap Sanat Fuarı’nın merkezin dışında konumlanışının ardından, farklı finansal grupların yer aldığı çok sayıda fuar etkinliği adeta bir fuar enflasyonu yarattı. Tüyap çalkantılı giden ülke ekonomisi ve istikrarsızlığa karşın, fiziksel olarak merkezin dışında olmasına rağmen üstlendiği misyonu belirgin bir ciddiyetle sürdürmeye çalıştı.

Bu yıl 26.’sı gerçekleşen Art-İst Uluslararası Sanat Fuarı ‘’Umulmadık Topraklar’’ başlığı altında, ülkede ve hemen yakın çeperimizde gerçekleşen insanlık trajedisine işaret ederek, ülkemiz sanat ortamındaki kurumları ve yaratıcılarını bu konuda yaratıma ve düşünmeye davet etti. Adasanat kuruluşundan bu yana sürdürdüğü alternatif, eleştirel, kolektif ve bağımsız tavrıyla bu davete cevap verdi.

Adasanat bir galeri değildir; iki sanatçının bağımsız sanat çalışmalarını yürütmek üzere oluşturduğu bir yapıdır. Bir atölye, bir üretim mekanıdır. Aynı zamanda iki sanatçının birikimlerini düzeyli bir deneyim paylaşımı anlayışıyla, sanat kariyerlerinin başlangıcındaki gençlere ve kimi zaman yetişkinlere aktardığı bir eğitim kurumudur.

2000’li yılların başlarında, taşındığı mekanda yeniden yapılanarak, bağımsız bir sanat platformu, bir sanatçı inisiyatifi formu kazanmıştır. Mekanın fiziki şartlarını dönüştürerek çok amaçlı bir etkinlik salonu oluşturmuş, görsel sanatlar odaklı pek çok projeye ev sahipliği yapmıştır.

Adasanat kurulduğu günden bu yana, kısıtlı imkanlarını kullanarak ticari beklentilerden uzak, finansallaşan kültür-sanat alanının dışında, bireysel ve kolektif pratiklere alan açmaya çaba gösterdi. Söz konusu edimleri ve projeleri gerçekleştirirken katı ve kuralcı olmaktan uzak bir tavırla, kendini sınırlandırmadan esnek ve olabildiğince bağımsız, özgür ve yaratıcılığı tetikleyen bir “ADA” olmaya çalıştı. Adasanat misyonunu yerine getirirken, başta sanat alanında olmak üzere, yaşadığımız yerkürenin sorunlarına eleştirel, sorgulayıcı bir çerçeveden bakma konusunda nitelik ve içerik bağlamında sorumlu ve duyarlı olmaya çalıştı.

26 yıllık oluşum sürecinde, son on yılı aşan dönemde, periyodik olmasa da 20’nin üzerinde etkinliği sanat izleyicisiyle buluşturdu. Tekil sergilerin yanı sıra ‘’34 İst 2010’’ “Zaman aşımı”, ‘’Yüzdeyüz Barış”, gibi, yakın tarihimizden kimi olguları tekrar gündeme taşıyan, tartışmaya açan projelerle geniş katılımlı sergiler gerçekleştirdi. Bu projelerin bazılarını da partner sanat kurumlarıyla birlikte organize etti.

Türkiye’de sanatçılar için hayatta kalmak giderek zorlaşırken, Adasanat gibi yapılara daha çok ihtiyacı olacağını düşünüyoruz. Bu deneyimi olanaklarımız ölçüsünde sürdürmenin önemli olduğuna inanıyoruz.

Memet Güreli / Buket Güreli

Değiş Tokuş para geçmeyen sanat mezatı

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Değiş Tokuş Sergi 15-17 Nisan’da Adasanat’ta sanatseverlerle buluşuyor.

Paranın geçmediği sanat mezatı” olarak adlandırılan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen sergide 40’ı aşkın sanatçının eseri yer alacak. Katılımcıların takas yöntemiyle eserlere teklif verdiği karma bir çağdaş sanat sergisi olan Değiş Tokuş Sergi’de resimden heykele, özgün baskıdan seramiğe, fotoğraftan illüstrasyona kadar farklı kategorilerde eserler sergileniyor. Alıcılar sergi süresince beğendikleri eserlerin yanlarına yapıştırdıkları küçük post-it kâğıtların üzerine tekliflerini yazıyor. Bu teklifler para hariç her şeyi içerebiliyor.

Değiş Tokuş Sergi sanata daha uzak duran kitleyi ısındırmayı hedeflerken, tecrübeli ve genç sanatçıları aynı sergide buluşturuyor. İlk kez 2011 yılında hayata geçen sergiye gösterilen ilgiden çok memnun olduklarını belirten serginin organizatörleri Güray Oskay, Céline Feyzioğlu ve Sibel Özdoğan, “Değiş Tokuş Sergi gibi sergiler piyasa ilişkilerine karşı bir alternatif sunuyor, yapıtla doğrudan ilişki kurmayı sağlıyor” diyorlar. Daha önceki sergilerde binden fazla teklif aldıklarını kaydeden ekip şöyle devam ediyor: “İnsanların verecekleri şeylerin sınırı yok… Bonibon kapağı koleksiyonunu vermek isteyen de, yıllık tıbbi konsültasyon öneren doktorlar da oluyor. Sergiye katılanların istedikleri bir sanat eseri için para dışında bir şey düşünüp, hayal güçlerini harekete geçirmeleri gerekiyor.”

Değiş Tokuş Sergi’yle ilgili ayrıntılı bilgiyi www.degistokussergi.org adresinden edinebilirsiniz.

Adres: İstiklal Caddesi Aznavur Pasajı No:108 Kat:9 34440 Galatasaray İstanbul Türkiye
Telefon: 0212 245 56 23 – 0212 245 35 0

Olağan – MeMeT Güreli Resim Sergisi

24 Aralık – 14 Ocak


“Olağan” Bir Yaşamda, Atölyenin Ne Önemi Olabilir?

MeMeT Güreli’nin yeni kişisel sergisi “olağan” 24 Aralık, Perşembe günü Evin Sanat Galerisi’nde açılıyor. “olağan”, kaynağını sanatçının çalışma ortamından (atölye) alıyor ve bir sanat eserinin atölyede başlayan ve sokaklara karışan özerkliğini, bir sanatçının yaşamında atölyenin – veya bir yazarın yaşamında bir çalışma odasının – önemi üzerinden sorgulatıyor.

Emre Zeytinoğlu, MeMeT Güreli’nin “olağan” sergisine kaynak olan atölyeden şöyle bahsediyor: “Bir kez daha söylemeliyiz ki bir atölye demek, sanat yapıtının kendi yeri demektir; doğru, bu resimler ona dikkat çekiyor. Diğer yandan onların her biri atölyenin niteliklerini anlattığı gibi, kendileri de bizzat bir sanat yapıtı halinde sunuluyor: Atölyeyi gösteren, onu yücelten, fakat aynı zamanda o atölyede doğmuş olmakla, özerkliğini yitirmemiş sanat yapıtları bunlar.”

Sergide, tuval üzerine yağlıboya kurgulanmış mekan çalışmalarının yanısıra, sanatçının kolaj alt yapılı kağıt üzerine karışık teknik çalışmaları da yer alıyor. Geçmiş yıllarda da bağımsız mekanlarda çok sayıda sergi gerçekleştirmiş olan Güreli’nin sekizinci kişisel sergisi “olağan”, 24 Aralık – 14 Ocak tarihleri arasında, Pazar hariç her gün 11:00 – 19:00 arasında Evin Sanat Galerisi’nde izlenebilir.

 

TÜYAP ‘Artist 2015 25. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı

Adasanat, 7-15 Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan TÜYAP ‘Artist 2015′ 25. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’na 16 sanatçı ile katılıyor.

Adasanat’ın Bulunduğu Stand: 7. Salon 709-C

Adres: TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi E-5 Karayolu Üzeri, Gürpınar Kavşağı 34500 Büyükçekmece – İstanbul

Deve

26 Mart 2015 Perşembe / 13 Nisan 2015


İSMİN DEVE HALİ

– Bir sosyal varlık durumu olarak insanlığın “deve” hali

Sosyal varlık olarak insanlık mekan (coğrafya), tarih, ekonomi üçgeninde bazen kapı arasında sıkışabiliyor.

Zamanın hızlandığı durumlarda değişim, veya uyumlanma dediğimiz süreç kaotik bir durum oluşturuyor.

Belirleyici güçler dinamiği bildiğimiz formları depresif hale getiriyor. Bu henüz “tanımlanamamışlık” haline “anlayış krizi” diyebiliriz.

Tarihin artısını yiyenlerle, tarihin yükünü taşıyan sınıfların deformasyonu sürekli ikinci gruba fatura ediliyor. Stresin gerilimi, biçimde eğrilik, yamukluk gibi deformasyonlarla dışarıdan görünür hale geliyor.

Belki de “deve”nin form olarak mutasyonu, sürdürülebilir yaşamsallığın, sosyalliğimize yansımış bir başka ifadesidir.

Sorunlar dev gibi yükseldikçe, insanlık deve gibi yamuluyor. Önümüzdeki hendekler giderek derinleşiyor. “Yamuk bakmaya” gerek kalmadan yamuluyoruz.

Tarihin bu eşiğinde “görecelik” akışkanlar dinamiği, sanallık tanımları, kaos, korku ve belirsizlik formatında otorite ve şiddet olarak dayatılıyor.

Batıdan Doğuya uzanan bu çizgisellikte, “doğrudan”, eğilip-bükülmeye dönüşümün “develik” hallerini araştırmaya yönelik estetik bir çaba çerçevesinde Hakan Gürsoytrak, MeMeT Güreli, Yavuz Tanyeli, Sezai Özdemir, Arslan Cem Şahin, Cem Arslan, Erdinç Ünlü, Buket Güreli ve Feyyaz Yaman çalışmalarından oluşan sergi 26 Mart 2015 Perşembe gününden itibaren, 13 Nisan 2015 e kadar İstiklal Caddesi Aznavur Pasajı No: 108 Kat: 9 adresinde ADASANAT Etkinlik Salonu’nda izlenebilir.
Feyyaz Yaman

Seçki – MeMeT Güreli

13 Kasım 2014 –  30 Kasım 2014


 

Figür resminin Türkiye’deki önemli temsilcilerinden biri olan Memet Güreli, 7’nci kişisel sergisini Türk-Amerikan Kültür Derneği Emin Hekimgil Sanat Galerisi Salonu’nda açıyor. Sanatçının daha önce İstanbul’da gerçekleştirdiği “Rutin” ve “Fragmanlar” adındaki sergilerden derlenmiş eserleri “Seçki” adıyla Ankara’ya taşıyan bu sergi, 13 – 30 Kasım 2014 tarihleri arasında açık kalacak ve sanatçının sergileyeceği yağlıboya tuvallerin yanı sıra, bu tuvallere kaynak oluşturan çok sayıda kağıt işler de (kolaj+karışık teknik) yer alacak.

Resimlerinde, insan yaşamını yönlendiren ve onu kendi koşullarına tutsak eden modern kenti konu alan sanatçı, bu insanların farklı dünyalarında yaşadıkları dramları gözler önüne seriyor. Modern yaşamın sunduğu konforlu mekânları, eğlence biçimlerini, iletişim olanaklarını, tüketime yönelik çekici nesneleri benimseyen ve bunların peşinden giderken, kendi rahatsızlıklarını içten içe hisseden insanların çelişkili öyküleridir bu resimlerde izlediklerimiz…
Memet Güreli’nin bu sergide vurguladığı durum, insanların çok derinden yaşadıkları o çelişkiyi “Rutin” bir yaşam biçimine dönüştürmeleridir: Hem modern kentin sunduğu klişe yaşamlardan vazgeçmeyen, hem de bu yüzden giderek kendi doğalarının duygu zenginliklerinden uzaklaşan insanların, artık kendi rahatsızlıklarını “Rutin” bir süreç gibi algılamaya başlamaları, dramın ta kendisidir.

Diğer yandan bir anlamda bu serginin ana karakterini oluşturan kolajların, genellikle popüler gazete ve dergilerden oluşturulması da dikkat çekiyor. Modern dünyanın vazgeçilmez malzemeleri sayılabilecek popüler medya sektörü, bu sergideki resimlerin kurgusu içine işledikçe, görselleştirilmiş bir takım olayların temelinde yer alan bir kitle kültürünün varlığına da işaret ediyor.