Zaman Kuşu Neş’e Erdok

03.04.2018 / 09.06.2018


Türkiye’de figür resminin önde gelen temsilcilerinden Neş’e Erdok’un yaşamı ve eserlerini içeren, yazarlığını Oğuz Erten’in yaptığı ¨Zaman Kuşu: Neş’e Erdok’un Yaşamı ve Sanatı¨ isimli kitap dolayısıyla hazırlanan sergiye ev sahipliği yapıyor. 3 Nisan – 9 Haziran 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek “Zaman Kuşu” isimli sergide sanatçının 1970’li yıllarda ürettiği eserlerinden günümüze dek uzanan geniş bir seçkiye yer veriliyor.

Bozlu Art Project koleksiyonunun sergilendiği ve sanat-araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü Şişli’deki tarihi Mongeri Binası, bu kez kapılarını Bozlu Sanat Yayınları’ndan çıkan ¨Zaman Kuşu: Neş’e Erdok’un Yaşamı ve Sanatı¨ isimli kitap dolayısıyla sanatseverlere açıyor. Türkiye’nin sanat tarihinde belli köşe taşlarında yer alan sanatçılar hakkında yapılacak monografik çalışmaların önemine dikkat çeken kitap, gerek eğitimci kişiliği gerekse resimleriyle hafızalarda yer eden sanatçı hakkında bugüne dek yapılmış en kapsamlı çalışma.

Üç yıla yakın bir araştırmanın ve Neş’e Erdok ile yapılan görüşmelerin ardından çıkan kitabın ilk cildi, sanatçının çocukluk yılları, ailesi, Akademi’deki eğitim süreci, İspanya ve Fransa’daki eğitim yılları, bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Akademi’de otuz beş yıl sürdürdüğü öğretim üyeliği görevini içeren yaşam öyküsüne yoğunlaşıyor. Neş’e Erdok’un seriler halinde çalıştığı Saltanat, Sokak Satıcıları, Suç ve Ceza, Gece Yolculuğu, Gölköy gibi temaları konu edinen bölümler ise Erdok’un resimlerini üretirken etkilendiği yazarlar, şairler, ressamlar, toplumsal olaylar ve kişilerden hareketle resimlerinin ardında yatan düşünceye odaklanan yeni bir okuma önerisi sunuyor. Bir retrospektif niteliğinde hazırlanan kitabın ikinci cildi sanatçının kendi arşivi, koleksiyoncularla yapılan görüşmeler ve araştırmalarla ulaşılabilen tüm Neş’e Erdok resimleri ve desenlerini kapsıyor.

kaynak: oggusto.com

Can Gürses, kitap tanıtım gecesi

28.04.2015


Can Gürses, ikinci romanında zengin Türkçesi, sersemletici üslubuyla, renkler üstünden, Kuzgun ile Zambak’ın masalsı aşkını, diğer bir deyişle beyaz ile beyazın kara sevdasını anlatıyor.

“Ben, insanın alın yazısı kadar karayken; sen, Tanrı’nın el yazısı kadar beyazsın.”

1994’te köyü yakılan Kuzgun, cansız düşen annesini, canından edilen babasını, ceviz ağacını, battaniyesini, toprağını bırakıp, İstanbul’a göçer. Peşinden gelen çocukluğu, Kuzgun’a Emek Sineması’nın Bahtiyar’ını, Beyoğlu’nu, gençliğini, gökyüzünü, sinemayı,Lâl Devran’ın sahafını,Çiçek Pasajı’nı, rüzgârı, dostluğu, denizi, İstanbul’u, Can Edipsever’i, İzmir Palas’ı, yalnızlığını, en çok da Zambak’ı, aşkı bahşeder.

En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın adlı ilk romanının ardından Can Gürses, ikinci romanında zengin Türkçesi, sersemletici üslubuyla, renkler üstünden, Kuzgun ile Zambak’ın masalsı aşkını, diğer bir deyişle beyaz ile beyazın kara sevdasını anlatıyor.

Sayfa Sayısı: 288

Baskı Yılı: 2015

Dili: Türkçe
Yayınevi: Doğan Kitap