Lekeden Gerçeğe

MeMeT Güreli

Bilindiği üzere; Türk heykel sanatının batılı  anlamda plastik  bir disiplin olarak  geçmişi ile ilgili ancak yüz yılı biraz aşan bir sürecten bahsedilebilinir. Kimi uzmanlarca daha eskilere giden bir gelenek kurma gayreti, zorlama bir çaba olacaktır.

Bu gelenekten yoksunluğa karşılık, Cumhuriyetle birlikte yenilenenen kurumlarla birlikte  bu alanda batılı bir formasyonla yetişen  azımsanmayacak sayıda ve olgunlukta sanatçılar yetişmiştir. Bütün bu süreçlere rağmen toplumun genel olarak yontu sanatına bakışı pek değişmemiştir. Ayrıca kimi yonetici ve elitin de söz konusu sanata yaklaşımında ciddi sorunlarla sık sık karşılaşıldığı bilinen bir olgudur.

80 li yılların sonuna doğru ortaya çıkan liberalleşme ve globalleşme sürecinde çarpık da olsa gelişen sanat ortamındaki bilinçsizlik, heykel sanatının gelişme süreçlerini  olumsuz  etkilemektedir.

Yukarıda kısaca çerçevesi çizilen ortam ve kosullarda  bir yaratıcının heykel yapma edimini içselleştirmesi zaten başlı başına  bir don kişotluktur.

İşte bu koşullara rağmen ve başka bir disiplinden gelerek heykel sanatında rüştünü ispatlamış ve öne çıkan isimlerden biridir Seyhan Atamer.

Son yıllarda güncel sanat ortamında gelişen akımların da etkisi ile multi disipliner, deneysel sanat ifade biçimleri giderek yaygınlık kazanmıştır.

Ancak bu ifade biçimlerinin büyük bir çoğunluğu hem düşünsel hemde teknik olarak  olgunluktan uzaktır. Sığ derinliği olmayan ve niteliksiz bir veri bombardımanına maruz kaldığımız bu süreç diliminde  mekan ve kütleyi sorgulayan, hele hele metaforik çoklu bir anlamlar dizgesi üretmenin peşinde olan sanatçı  sayısı bir hayli azdır.

Seyhan Atamer, yıllardır bir yandan profesyonel sahne dekor çalışmalarını sürdürürken, gayet doğal ve hiç bir zorlama olmadan bir içselleştirmeyle, giderek daha yetkin metaforik formlarla anlam üretimini sürdürmektedir.

Sanatçının son sergisinde yer alan çalışmalar, kendi ifadesi ile ; başlangıçta hiç bir figuratif kaygı taşımadan, çevrede yer alan lekelerden hareketle kendi serüveni içinde biçimlenerek  oluşmuş, bir doğaçlama sürecininin ürünleridir. Ve bu süreçte  adeta metamorfik bir dönüşüme uğramaktadırlar. Bu bir anlamda evrim sürecinin de sorgulanmasıdır.

11-22 Şubat 2010, Lekeden Gerçeğe, Seyhan Atemer Sergisi