Batı sanat geleneğinin yüzlerce yıla dayanan gelişim dinamiklerine bakıldığında; Sanatçının “estetik” açıdan güzel bir nesne üretmesinin kabul gördüğü ve eleştiri kurumunun ortaya çıkışı ile bambaşka bir boyut kazandığı bilinen bir olgudur. Özellikle 19.yy ve 20.yy larda, yerküredeki toplumsal,
sosyo-ekonomik süreçlerde, kültürel ve düşünsel anlamda adeta bir patlama yaşandığı gözlemlenir. Avrupa merkezli sanat dünyası bir akımlar patlaması çağına sahne olur. Platon, Aristo, David Hume, Immanuel Kant’dan Hegel’e geleneksel estetik değer yargıları bir hayli değişime uğrar. Özellikle M.Duchamp’ın ”hazır bir ürünü” imzalayarak onu sanat olarak konumlandırmasından sonra geleneksel sanat formlarının dışında ifade biçimlerini tartışmaya açmıştır. Bu süreçten sonra yatay düzlemde çeşitlenen, zenginleşen yeni ifade biçimlerinin önünü açmıştır. Ancak bugün hala resim en temel sanat formu olarak varlığını sürdürür ve çok sözü edilen ”sanat piyasasının” en başat sanatsal ürünüdür hala..
Sanat alanında, uzun yıllar Modernizmin egemenliğinin hakim olduğu süreçlerden sonra Postyapısalcı Fransız kuramcılar ve Frankfurt okulu üyeleri ve ardından soğuk savaş sonrası postmodernizmin öncüleri batı sanat dünyasının düşünsel belirleyenleri oldular. Yine bu süreçlerde yeni dünya düzeni ”Küreselleşme” olgularına parelel olarak, finans sektörü, sanat ve müzayede kurumları, bienaller, küratöryel sistem vs. sanat kurumlarının yeniden yapılanması ile, yeni “sanat piyasası” pazarlama ve iletişim stratejileri ile karmaşık ilişkiler ağının egemen olduğu bir dönemin belirleyiciliği görülür.
Yukarıda genel çerçevede özetlenen batı sanat dünyasının ardından ülkemize bakıldığında, bu süreçlerin etkisinde ve önemli bir farkla batıdaki gibi kurumsal ve kuramsal düzeyde olmasa da bir değişime ve dönüşüme uğradığını görürüz. İstikrarsız, tutarsız, popülist yoz bir sanat ortamında ortalığı toz duman götürmekte ve bu belirsiz eleştiri kurumlarının yetersizliği ile sağlam tartışmaların yürümediği ortamdan kimi açıkgöz, kariyerist, kifayetsiz muhteristler maalesef alan bulabiliyor ve kendilerini gündeme taşıyabiliyorlar.Bu duruma çarpık gelişen sanat piyasası ve pazarlama stratejileri de çanak tutuyor.
Kuşkusuzki bu olumsuz tablonun yanı sıra bir çok sanatçı bir kimlik oluşturma ve varoluş çabası ile bu anlayışa karşı istikrarlı üretimlerini sürdüre geliyorlar. ”Piyasa”ya değerli nesne üretimi konumuna indirgenen anlayışlar, içerikten ve nitelikten yoksun güncel trendlere uyum sağlayarak dekoratif, teknik yönden zayıf, uzlaşmacı, kendi sözü yada önermesi olmayan, ruhsuz, ”özgünlüğün reddi” anlayışına sığınarak “taklit etme” türeme form anlayışlarını bir tarz gibi sunma gayretkeşliğinin prim aldığı ortamdan, gerçek sanatçıları ayırmak gerek.
İçinde ”dünya acısı” ve kaygısı güden bir birey olarak sanatçı; İçinde varolduğu dünyanın baş döndürücü hızı içinde devinirken, bu kaotik krizlerden etkilenir ve yalıtlayamaz kendini. İçinde yaşadığımız enformasyon çağında yerkürede yaşanan sorunların, insanlık dramlarının odağında sanatçıda duyarlılığı ölçüsünde bu ızdırabı yaşar ve kimi zaman da yapıtlarına aktarma ihtiyacı doğar.
Dışavurumcu sanatçılar için yaşanmışlıklar temeldir ve dışavurumcu sanatın öznesi “insan”*dır. Bilinçli ve bilinçdışı olarak duygular, deneyimler,ruh halleri sanatlarına kaynaklık eder. Dışavurumcular insana dair iç görüleri ile dünyayı yeni bir gözle görmemizi amaç edinirler. İnsan yeryüzünde varoldukça süreğen bir akım olarak hala günceldir.
A.Cem Şahin çalışmaları bu akım ve kavrayıştan beslenir. Sanatsal formasyonu ve plastik dilin olanaklarını kullanarak izleyiciye kendi anlam dünyasını açma cesareti gösterir. Öyle ki kimi zaman risk alarak kendi “ben” ini kurcalamaya vardırır. Günlük rastlantısal, ruhsal, ussal durumları düşsel bir anlatımla, yüzeyde kurgularını oluşturur. Bu yaratma edimi esnasında, tuval adeta onun tüm dünyasıdır ve rastlantısal sonuçlara açıktır. Bir içtepi olarak kendini dışavuran, iç huzursuzluğu ile bilinçaltında saklı çok şey yüzeyde belirir. Öfkesini, toplumsal hoşnutsuzluğunu imleyen imgelerle bir plastik karşılık arar. İçeriğin kurgulanmasında, plastik kaygının yanı sıra kültürel referanslarla yol alır. Grotesk bir biçim ve form anlayışı ile zaman zaman akla yatkın, zaman zamanda “absürt” gerçek dışı fantezinin temsillerine yer verir.
A.Cem Şahin’in daha önceki resim serilerinde çok sık kullanageldiği ve adeta birer Let-motif olarak kullandığı görsel imgeler; Rubin küpü, karpuz, çivi vs sanatçını arkaik kültürel arka plan ve anektodları olarak tezahür ederler. Ayrıca sanat tarihine ilişkin görsel referanslarla uzam içinde devinen figürlerle, soyutlama ve deformasyonlarla şaşırtma efektleri yerleştirerek dinamik bir kurgu arayışının peşinde olduğunu görürüz.
A.Cem Şahin son dönem yapıtlarında, uzun yıllar yoğunlaştığı baskı resim,( linolyum / yüksek baskı ) çalışmalarının kaynaklık ettiğini görürüz. Büyük boyutlu oymaların yüzeye basılmış görsellerini yeni bir anlayışla değerlendirerek, parçalayarak, yani bir yap-boz a uğratarak büyük boyutlu yüzeylerde adeta bir pazıla dönüştürüp, bir plastik dil kurma çabası içinde olduğunu görürüz. Bu sayede bir labirente dönüşen yüzeye yeni bir okuma ve anlam kazandırmanın peşindedir.
Barok resmin açık form ve dinamik kompozisyon anlaşındaki gibi süreç gerektiren bir algılamanın plastik sonucunu amaçlar gibidir. Ortaya çıkan konstrüktif, tekstürel doku ve “kremayer dişlisi” gibi “manidar” imgelerin yer aldığı örgünün içinde zaman zaman beliren hüzünlü portreler, grotesk bedenler, kaotik kurgunun içinden bir isyanı imlercesine bize bakarlar. Çizgisel ve lekesel örgüyle oluşan expresyon, girdap etkisi içinde çaresiz devinen figürler, ütopyanın distopyaya dönüştüğünü algılatır izleyene.
İnsanın duygusal kavrayışının sonuçları, spesifik olarak yaratıcı edimin sonucunda yapıta dönüşür.
Yapıta ilişkin okumanın metinsel bir dizgeye dönüştürülmesi en nihayetinde yorumdur, değer yargıları sonucunda ortaya çıkan yeni bir betimleme, sanatçıyla kurulan bir empatinin sözel sonucudur.
Yani, ezcümle aslolan resimdir gerisi laf-güzaftır demek lazım…
18 Aralık 2018 / 18 Ocak 2019, A.Cem Şahin Başaşağı Sergisi Üzerine